3 Ekim 2013 Perşembe

İstanbul Bienali ve İstanbul Modern Gezimiz : YAP


    Blogumuzu yazmaya ilk olarak 2.dersimiz de gittiğimiz İstanbul Bienali'ne ve İstanbul Modern'e yaptığımız gezideki gözlemlerimizi anlatarak başlamak istedik. Gezimize ilk olarak İstanbul Bienal ile başladık. Bienal bu yılki başlığını Lale Müldür'ün "Anne ben barbar mıyım?" adlı kitabından almış. Bienal gezimiz tam olarak mimari eserler içermese de sanatsal bir sergiydi. En çok ilgimizi çeken eserlerden David Moreno'nun 1990'lı yıllarda yaptığı "Rötuş" ve "Sessizlik" adlı parçalarıydı. Sessizlik adlı parçasında çeşitli sanatçılarının heykel resimlerinin ağız kısımlarına kağıttan koniler takmış. Kendisi özellikle geometrik çalışmalar yaptığı için buradaki koni yapısı da bunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

David Moreno - Sessizlik

    Ve İstanbul Modern gezimizi anlatmaya ilk olarak YAP'ın amacından bahsederek başlayalım. Bu program genç mimarları ekolojik, geri dönüşümlü malzemeler kullanarak halk için modern açık hava mekanları,durakları yapmayı teşvik etmek için yapılmıştır.  İstanbul Modern'e ise YAP'ta birinci olmuş SO? Mimarlık ve Fikriyat’ın tasarladığı “Göğe Bakma Durağı” projesinin hayata geçirilmiş halini görerek başladık. Bu proje de yansıma yüzeyli gölgelikler duba gibi zeminin altında suya yerleştirildiği için sürekli hareket halindeler. Gölgeliklerin hemen altında üstüne balık ağı olduğunu öğrendiğimiz fileler geçirilmiş lastikler oturma alanı olarak düşünülerek yerleştirilmiş ki geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılmış olması nedeniyle bu YAP'ın daha önce açıkladığımız amacına tamamen uygun olduğunu görüyoruz. Bugün hava biraz soğuk olduğu için çok zaman geçiremesekte yaz ayları için güzel bir dinlenme ve sosyalleşme mekanı olabilir. Cafeler de oturmaktansa İstanbul'un manzarasından kamu alanı olarak faydalanmak herkes için çok daha ulaşılır.

SO? Mimarlık ve Fikriyat - Göğe Bakma Durağı
    Finale kalmış öteki YAP projeleri de bu şekilde sosyalleşme mekanı olarak tasarlanmış. "Göğe Bakma Durağı" dışında diğer kişisel favorilerimiz "Seapeaker" ve "Füz" oldu. YAP İstanbul Modern Tasarım Grubu'nun tasarlamış olduğu "Seapeaker"'ın en ilgi çekici özelliği deniz sesini duymamıza olanak veriyor olmasıydı. Alper Derinboğaz'ın "Füz" adlı yapısı ise serinletici deniz suyu partikülleriyle daha çok yaz aylarında tercih ediceğimiz bir mekan imkanı sunmuş. YAP yapıları dışında İstanbul Modern de Erol Akyavaş'ın "Retrospektif" sergisindeki eserlerini inceleme imkanı bulduk.

Alper Derinboğaz - Füz

YAP İstanbul Modern Tasarım Grubu - Seapeaker


                                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder